Küçük yaşlarda önemi çok kavranmasa da yaş ilerledikçe en masum bağımlılıklardan birine kapılmamak mümkün değildir. Kahve genç – yaşlı demeden herkese hitap eden çok geniş çeşitliliğe sahip bir içecektir.
Kahvenin etken maddesi olan kafein uyarıcı bir etkiye sahiptir. Bu sebeple çalışma ortamında sıklıkla tüketilir ve hem odaklanmaya hem de uyanık kalmaya yardımcı olur. Bu konu üzerine yapılan bazı araştırmalara göre kahve ile ortalama olarak 6 kat daha verimli bir hale gelinebiliyor.
Her Parmağında Çok Marifet Barındıran Kahve
Kafein kalp atışının hızlanmasına yardımcı olur ve bu sayede beyne daha çok kan gider. Beyinde daha fazla kan akışının olması konsantrasyon için iyi gelse de kahvenin tek faydası bu değildir. Kan akışının hızlanması aynı zamanda metabolizmanın da hızlanması anlamına geldiği için hem sportif aktiviteler öncesinde enerji oluşmasında etkilidir hem Parkinson hastalarındaki kas sertleşmesinin hem de hareketsizlik sebebiyle oluşan kilo artışında da önleyici bir rol üstlenir.
Gençlik döneminde düzenli kahve içen kişilerin beyin yapısının daha güçlü kaldığı için Alzheimer rahatsızlığına daha az rastlandığı uzmanlarca bildiriliyor. Kahve çekirdeklerindeki antioksidan maddeler ile asitler, vücutta serbest radikal denilen kansere sebep olabilen maddelerin zararlarını ve diyabet riskini de önlemekte etkili olur. Yorgunluk, uykusuzluk durumunda ise kahve tüketimi beyinde stres altında gözlenen zararların ortadan kaldırılmasında etkili olduğu belirtiliyor.